Bir Sayfa Seçin

Sivas – Fenerbahçe 4 Kasım 2011

Sivasspor – Fenerbahçe arasında 4 Kasım 2011 (dün) oynanan maç, Fenerbahçe ve Sivasspor takımları için kuşkusuz farklı anlamlar içeriyordu. Fenerbahçe 27 maçlık yenilmezlik serisini devam ettirmek isterken, Sivasspor geçen sene kaybedilen 4-3’lük maçtaki kötü izleri silmeyi hedefliyordu. Maç öncesi Aykut Kocaman’ın , Rıza Çalımbay ile tokalaşması sırasın yüzündeki tebessüm kimsenin gözünden kaçmamıştır sanırım. Bütün yüklerinden kurtulmuş ve bir rahatlama havasında gözüküyordu. Aykut hocayı bununla suçlayanlar oldu bugünkü yorumlarda”maçı daha başından kaybetti” vb. gibi yorumlar yazıları süsledi.

Öncelikle Aykut hocaya bu kriz dönemini bu kadar başarı ile yönettiği ve takımına olan inancını koruduğu için teşekkür ederim. Sene başında yaşananlar ve açıklanması sürekli ertelenen kararlar gölgesinde takım çalıştırmak, pardon düzeltiyorum takımı “başarı” ile çalıştırmak tam bir erdem ve kararlılık göstergesidir.

Maçın yorumuna gelince, aslında her zaman olduğu gibi en güzel yorumu yine Fenerbahçeli futbolcular ve Aykut Kocaman yapmıştır. Ne dediler maçtan sonra ? “Sivasspor’u tebrik ediyoruz, sahanın ve oyunun tek hakimi onlardı, son 10 dakika hariç bir etki gösteremedik. Dirençsiz bir takımdık, bunlardan ders çıkarıp yeniden toparlanmamız gerekiyor. Milli Takım nedeni ile lige verilen ara bizim için iyi olacak”

Sivasspor maçında Fenerbahçe kötü oynadı

Evet Fenerbahçe oldukça etkisiz ve dirençsiz bir futbol ortaya koydu. Pas hataları, mücadele eksikliği, top kayıpları Fenerbahçenin olgun bir atak geliştirmesinin tamamen önüne geçti. Maç tek bir takım tarafından oynanmamaktadır. Sivasspor dün akşam verdiği mücadele ile maçı haketmiştir. Tıpkı Fenerbahçeli futbolcuların 10 kişi kalarak Karabükspor’u yenmesi gibi. Tıpkı geçen seneki şampiyonluk yarışında, Fenerbahçeli futbolcuların tüm maçlarda  gösterdikleri mücadale ve takım duygusunu sahaya yansıttıkları gibi.

Fenerbahçe için tehlike çanları çalıyor mu?

Bence , hayır. Bu maç zihinsel yorgunluğun bir eseridir. Aylar boyu süregelen baskıların, sahada futbolcuların ayaklarına zincir gibi dolanmasıdır. Fenerbahçeli futbolcular bu şekilde esir bir futbol oyanayarak, kendilerine yüklenen suçlamalara cevap veremeyeceklerini bu maçta görmüşlerdir.

Şu ana kadar verdikleri mücadele ve bundan sonra verecekleri mücadele için şimdiden kendilerinin sonuna arkalarında olduğumuzu bilmelerini isterim. Şimdi herkesin, puan tablolarına bakıp geçen sene 17 maçta bir beraberlik aldınız bu sene 10 maçta daha fazla puan kaybettiniz demesi gayet normaldir. Bunlara kulak asmadan taraftarından masörüne yine görevini en iyi şekilde yapmanın tam zamanıdır.

Geçen seneki başarının bir suç etiketi gibi Fenerbahçenin üzerine asılması adil bir durum değildir. Sonuçta her sene aynı başarıların tekrarlanması beklenir, Ancak bu kesin olacak diye bir durum yoktur. O zaman UEFA şampiyonu olan takımların her sene UEFA şampiyonu olması, şampiyon olan takımın her sene şampiyon olması gerekir. Bu da mantıklı bir görüş değildir. Değişen şartlar ( Takım kodrosu, psikolojik etkenler, diğer takımların performansı vb.) yeni gelişmeleri doğurur. Sonuç olarak, Fenerbahçe için tehlike çanları çalmıyor.

Fenerbahçenin yediği ilk gol ofsayt mı?

Evet bariz bir şekilde ofsayt. Ancak Aykut Kocaman, Volkan Demirel ve Bekir irtegün verdikleri röportaj sırasında bundan hiç bahsetmediler bile. Çünkü verdikleri mücadelenin yetersiz olduğunun farkındalardı. Bu nedenle bu hakem hatasının arkasına sığınmadılar. Her ne kadar bu gol Fenerbahçe’yi 1-0 geriye düşürmüş olsa bile, Sivasspor’a yeni bir enerji vermiş olsa bile. Bu maç 2 gün oynansaydı Fenerbahçe dün akşam şans golü dışında bir gol bulamazdı.

Sivasspor’u tebrik ediyorum.

  • Zihinsel yorgunluk
  • Sivasspor’un etkili futbolu
  • Dirençsizlik
  • Pas hataları
  • İsteksizlik
  • Hakem hatası ( ofsayt’tan verilen gol)

Sivasspor’un Fenerbahçe karşısında sahadan 2-0’lık bir galibiyetle ayrılmasına neden olmuştur.

Maçlar kazanılacak, kaybedilecek ya da berabere bitecektir. Bekir İrtegün’ün söylediği gibi “mücadele ederek yenilmek sanırım herkesi daha az üzecekti”.